BAKIRKÖY BELEDİYESİNİN AYIBI


BİR BELEDİYE BUNU YAPARSA…

BAKIRKÖY BELEDİYESİNİN AYIBI

 Bakırköy Belediyesi, Bakırköy İncirli’de, E-5 kenarında insanlar için (insanların gezip eğlenebileceği, vakit geçirebileceği) bir park yapmış. Adı: BOTANİK PARK.  Bunun içinde de kocaman bir gölet var, göledin içine ise irili ufaklı KIRMIZI YANAKLI TATLI SU KAPLUMBAĞALARI atmışlar. Nedeni ise, parka gelen insanlara “ay, amanin, burada kaplumbağa da var” dedirtmek için.

Belediye mensupları şöyle düşünmüş: “Ya arkadaş, oraya bir gölet yaptık, içine de süs kaplumbağası atalım gitsin, gölet süslensin, gelen görsün, desin ki bu belediye iyi iş yapmış.”

Yani o kaplumbağalar hakkında hiçbir bilgi edinmeden, sadece göz boyamak için bunu yapmış belediye… Orada daha çok yer var; parka Pelikan, gölede caretta caretta vs. filan da koysaydı daha fazla göz boyarlardı.  Ama kutup bölgesinde yaşayan pelikanların, tuzlu suda yaşayan caretta carettaların burada yaşayıp yaşamayacağını bilemezler; tıpkı sıcak ülke kaplumbağaları olan KIRMIZI YANAKLI SÜS KAPLUMBAĞALARININ Türkiye iklim şartlarında, hele hele o gölette yaşayamayacaklarını bilmedikleri gibi. Dahasına aşağıda değineceğim.

Bunu okuyan belediyeciler mutlaka şunu diyecektir: “Aman niye yaşamasın, ölürse ölsün, biz de yenisini satın alır suya atıveririz…” Benzeri cümleyi 2-3 sene önce sürekli müşterisi olduğum, işyeri daha ilgi çeksin diye bahçesine kurduğu havuza yaz-kış yaşaması için iki tane kırmızı yanaklı atan bir iş sahibi de sarf etti. O kaplumbağaların su ve havalar soğumaya başladıktan sonra orada yaşayamayacaklarını kendisine hatırlattığımda; “ya ölürse ölsün, kaplumbağa değil mi, insan değil ki!” demişti. O günden beri neredeyse her gün yemek ihtiyacımı giderdiğim bu işyerine artık bir tek adım atmadım.

Hadi belediyeciler Türkiye’nin ve o kaplumbağaların yaşayabileceği iklim şartlarını düşünmemiş. Onlar, bu kaplumbağaları oraya atmadan önce bunlar hakkında hiçbir şey öğrenmemiş. Sadece “gölede birkaç kaplumbağa atalım gitsin, çoluk çocuk eğlenir” diye düşünmüş. Onların metabolizmaları +20C altında oldukça düşer, sindirim sistemleri +8C’de tamamen durur.  Beyler; BİLMEMEK AYIP DEĞİL, ÖĞRENMEMEK AYIPTIR…

Gölette henüz birkaç aylık yavru kaplumbağalar bile gördüm. “Ölürse ölsün, kaplumbağa satıcısından yenilerini alırız.” Şimdi de böyle mi diyeceksiniz?

Ya Beyler; o kaplumbağalar orada yaşayamaz. Milletin gözünü boyayacaksanız başka şeylerle boyayın, aklınıza başka bir şey gelmiyorsa en basiti elinize bir fırça alın, renkli boyalara daldırıp gelen gidenin gözlerine sürün…

Dahası: Göledin suyu pis, kirli ve etrafı insan dolu, gölede taş atan çocuklar da eksik değil, göledin içi ekmek parçalarıyla dolu, millet bunu gördüğü halde halen ellerindeki torbaların içinden ekmek parçalarını atıyor gölede, sevap kazanmaları için. Kaplumbağaların kuru alanları yok, güneşlenebilecekleri yerler yok; herhalde etrafında o kadar insanın gezdiği gölet kenarına çıkıp, insanlara poz vererek güneşlenecek değiller. ONLAR GÜNEŞE MUHTAÇ. “Kış aylarında kış uykusuna yatarlar” diye belediyeye akıl danışmanlığı yapan biri varsa, bu sıcak ülke hayvanlarının +8 altındaki ısıya dayanamayacaklarını, kaldı ki orada kış uykusuna girebilecekleri yerler dahi olmadığını bilememiş. Oraya attığınız kaplumbağalar kışı suyun içinde geçirebilecek, kış uykusuna su altında giren cinsten değil; kış uykusuna kuru yerde giren su kaplumbağalarıdır. Dişi kaplumbağaların oralarda yumurtlaması da imkansız… Bu son cümlemi okuyan belediyeciler eminim ki şimdi de şöyle diyecekler: “Yumurtlamazsa yumurtlamasın, biz yumurtaları için oraya bırakmıyoruz ki!“ Dişi kaplumbağaların, şayet yumurtalarını bırakamazlarsa, yumurta sıkışmasından acı çekerek ölebileceklerini de bilemezler. Çünkü bunların böyle küçük şeyleri, ince detayları görebilmeleri için ya eğitimleri yok ya da vakitleri; onlar sadece büyük projeler için büyük paralar (kendi babalarından kalma değil, halkın parasını) harcamayı bilirler ve ancak öylesi büyük işlere vakit ayırırlar. Eminim ki o zavallı kaplumbağaları da tek bir kaplumbağa satıcısından alıyorlardır; ölenlerin yerine yenisi alınır… Buna “geri döngü” mü, “ekonomik döngü” mü yoksa “döner para” mı dersiniz bilemem artık… Bu kaplumbağa türü Türkiye’de yetiştirilmiyor, ABD’de satışları yasaklandıktan sonra taaa Singapur’dan, küçücük kartonlar içine yüzlercesi üst üste doldurulup sıkıştırılarak işkence içinde getirtiliyor. Bir kısmı bu uzun yola dayanamayarak azap içinde ölüyor, yolculuk sonrası yaşamayı başaranlar ise Türkiye’de satılıyor. AB ülkelerinde kaplumbağa alımı-satımı, ithalatı-ihracatı yasak, bi de AB’ye girmek istersiniz (AB Parlamentosu kararı, 1973 Washington Antlaşması, CITES).

Peki ya oradaki minnacık kaplumbağalar ne yiyecek? Minnacık ağızlarıyla sudaki canlı balıkları mı? Bunu da bilemezler. Beslenebilecekleri türden bitkiler bile yok, üzerine çıkıp dinlenebilecekleri, kurulanabilecekleri taşlar, kayalar yok; sadece göledin etrafında irili ufaklı taşlı-topraklı yerler, hemen taşlı-topraklı yerlerin etrafı ise insan dolu…  Yani bu kaplumbağalar sadece su içinde kalmaya mahkûm edilmiş, arada bir su yüzeyine yaklaşıp kafalarını kirli sudan çıkartarak nefes alabiliyorlar. ORAYA ATTIĞINIZ O KAPLUMBAĞA TÜRÜ DEĞİL SÜREKLİ, GÜN BOYU SUYUN İÇİNDE, SU ALTINDA KALABİLECEK TÜRDEN DEĞİL. Gölette o minnacık kapluşları koca gagalarıyla yutabilecek koca koca kuğular da var. Görenler; “bu belediye amma da iyiymiş, bak gölede taa nerelerden kaplumbağa bile getirmiş” desin… Şaşırdığım başka bir şey ise internette belediye lehine bir sürü övgü; anavatanları Florida ve Kuzey Meksika olan bu Kırmızı Yanaklı Süs Kaplumbağalarından ise cinsini-türünü bilmeden “doğal kaplumbağalar” diye bahsedilmiş. Hatta belediyecilerin bizzat kendilerinin yayımladıkları site de bile:


Yani; bunlar kaplumbağalar hakkında hiçbir bilgiye sahip değil. Türkiye’de ancak, Türkiye iklim şartlarına uyum sağlamış yerli tür olan çizgili ve benekli su kaplumbağaları yaşar; fakat bu gölet onlar için bile uygun değil…

Belediyeciler kaplumbağaları kurbağalar ile karıştırmış olmalı; buna “insanlık hali” mi diyeyim artık?!! Kaldı ki o gölette kurbağalar için dahi uygun ortamlar mevcut değil.

GELELİM SONUCA: Ya bu beceriksizliği, ayıbı, çirkinliği, bilgisizliği, cahilliği hemen, havalar daha da soğumaya başlamadan önce düzeltin ya da HAYVANLARA EZİYETTEN, ONLARI TELEF ETMEKTEN hakkınızda dava açacağım.

Turgay
www.turgaybora.org

15 yorum:

  1. yazık o kaplumbağalara. belediye onları resmen ölüme terketmiş

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  3. doğal insan olarak doğal kaplumbağalara yapılan bu hareketi kınıyorum

    YanıtlaSil
  4. niye böyle birşey yaptıkı belediye
    nekadar acımasızca bir davranış

    YanıtlaSil
  5. 30 SENEDİR BAKIRKÖY'DE YAŞAYAN VE BOTANİK PARK KURULMADAN ÖNCE DE PARKTA BULUNAN DOĞAL GÖLETİ AİLECE ZİYARET ETMİŞ BİR DOĞASEVER OLARAK BİLGİLERİMİ SİZLERLE PAYLAŞMAK İSTEDİM. O GÖLETTE SENELERDİR KAPLUMBAĞA VE KURBAĞALAR DOĞAL OLARAK YAŞAMAKTADIR. BAKIRKÖY BELEDİYESİNDEN DE BİLGİ ALINABİLECEĞİ ÜZERE, YETKİLİLERCE GÖLETE SADECE BİYOLOJİK ARITMA UYGULANMIŞ, HER HANGİ BİR KAPLUMBAĞA VEYA KURBAĞA TÜRÜ EKLENMEMİŞTİR. DAHA ÖNCE TANIK OLDUĞUM ÜZERE KİMSE GELİP -EVCİL HAYVAN OLARAK TÜRÜNÜ BİLMEDEN ALDIĞI- KAPLUMBAĞA, KURBAĞA, ÖRDEK VB. TÜRLERİNİ BU GÖLETE BIRAKMAMALIDIR. BU KONUDA BİLGİ EDİNMEDEN YETKİLİLERİ SUÇLAMAK DOĞRU DEĞİLDİR. BURADA GÖREV BİZLER GİBİ VATANDAŞLARA DÜŞMEKTEDİR.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle yorumunuz ve diğer yorumlar için teşekkürler. Fakat, Bakırköy Belediyesi neden şikayetimi değerlendirmeye almıyor? Kendi internet sitelerinden şikayetimi ilettim, hiç cevap vermediler (gönderdiğim e-posta silinmiş olmalı; zira “İstek-Şikayet Takibi” sayfasında göndermiş olduğum herhangi bir kaydın bulunmadığı belirtilmekte). Dün öğleden önce kocaman bir “ACİL” başlığı ile bizzat Belediye Başkanına da faks çektim, hiç bir cevap yok, reaksiyon yok. Peki, neden Bakırköy Belediyesinin kendi web sitesinde orada "doğal" kaplumbağalardan bahsediliyor? Demek ki kendileri bizzat oraya yerleştirmiş. Madem belediye bilinçsiz kimselerce o kaplumbağaların oraya atıldığını biliyor ve o kaplumbağalardan "doğal kaplumbağalar" diye bahsediyor, onları neden korumaya almıyor? Neden onlar için uygun ortam hazırlamıyor? Onlar da bir can, hem de ne can... Biliyorum; değindiğiniz gibi anne ve babalar sırf küçük çocukları istiyor diye onlara bu kaplumbağalardan satın alıyor, plastik küçücük kaplar içinde bir müddet besliyorlar, çocuklarının hevesleri geçtiğinde veya kaplumbağalar büyüdüklerinde kapı dışarı ediyor, nerede su varsa oraya bırakıyorlar. Burada hata sadece Bakırköy Belediyesinde değil, en büyük hata "illaki AB'ye girmek istiyoruz" diyen POLİTİKACILARDA (yani aslında onlar da uzun süredir, halen şimdi olduğu gibi, göz boyası yapıyorlar). Neden Türkiye kaplumbağa alım-satımını yasaklamıyor tıpkı ABD ve AB ülkeleri gibi? Benim kaplumbağalarım varsa, onlar, bakılamadığı için bana bırakılan bir tek kaplumbağanın yavrularıdır; sadece yalnız kalmasın diye bana bırakılan dişinin yanına bir tek erkek kaplumbağa satın aldım, yavrularını kendi elimle, yumurtaları bizzat yerleştirdiğim kuluçkalıktan çıkarttım (o hissi yaşamanızı isterdim), onları başka yerden satın almadım ve onlara gözüm gibi bakıyorum. Bakım konusunda Belediyenin benden bir eksikliği mi var? İnanın bana; orada Türkiye’nin iklim şartlarına uyum sağlayan kurbağalar için bile gerekli yaşam ortamı yok.

      Not: Kendim 10-12 sene öncesine kadar Bakırköy İncirli, Zuhuratbaba ve Zeytinlik mahallerinde uzun süre yaşadım. İncirli 1973 yılında Terakki Caddesi’nin bitiminden itibaren ağaçlık ve bataklık yerdi, tek tük gecekondu vardı; 10-12 sene öncesi oralarda herhangi bir doğal gölet görmemiştim. Ayrıca; orada bu yılın ilkbaharına kadar bir hayvan barınağı vardı, Botanik Park açıldığında bu barınak kaldırılmış. Oradaki kaplumbağalar ise henüz yeni, bu yaz aylarında veya Botanik Park açıldığında yerleştirilmiş olmalı; bunu ise orada kaplumbağaları henüz yeni gören, oraya yürüme mesafesinde oturan tanıdıklarımın bana 8-9 gün kadar önce telefonla bildirmesiyle öğrendim.

      Sil
  6. Nihayet kaplumbağa satışları 1-2 ay kadar önce yasaklandı, olması gereken de buydu. Şimdi sıra ev ve iş yerlerinde bakılan kaplumbağaların kayıt altına alınmasında, onları dışarı atanların, kapı dışarı edenlerin cezalandırılmasında, tıpkı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi. Yukarıdaki mesajımı bıraktığım, herhangi bir reaksiyon göstermeyen Belediye Başkanı da şimdi kapı dışarı. Umarım yeni Belediye Başkanı göletteki o kaplumbağalara gerekli itinayı gösterir, onları koruma altına alır.

    Geçenlerde bana gelen bir e-postanın içeriği: "Çöp bidonunun yanında plastik bir kabın içinde dışarı atılmış 4 küçük yavru su kaplumbağası gördüm, birini kedinin ağzından zor kurtardım, ağır yaralanmıştı, bir kaç haftalık itinalı şekilde bakmam onu kurtaramadı, diğerlerine çok iyi bakıyorum".

    Benim verdiğim cevap: "Allah ne muradın varsa versin, onları oraya atınların da belasını versin. Onların sana uğur getireceğine adım gibi inanıyorum".

    KAPLUMBAĞALARA NE KADAR İYİ BAKARSANIZ, KARŞILIĞINI ONA GÖRE ALIRSINIZ.

    YanıtlaSil
  7. Ne diyim Allah belalarını versin.Kaplumbağa hiçbir yerde satılmıyomu şimdi kaplumbağamın tek başına akvaryum da kalmasına üzülüyorum nerden eş bulabilirm ona :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cevabını ilk mesajınızın geldiği "Kaplumbağa Prenses" sayfasında verdim. Web sitemde ziyaretçi defterine bakın, kaplumbağasını tüm donanımları ile birlikte sahiplendirmek isteyen İstanbul'dan biri var (en üstteki mesajlarlardan biri), e-posta adresini tıklatıp ona mail gönderin.

      Sil
  8. ama bana kaplunbağa olmadığı gibi yem de yok dediler yasaklanmadan önce kaplunbağa almıştım şimdi nasıl besleyecem prens ve prenses bu konuda zorluk çekiyor mu yardımcı olun bu hayvanlar aç mı kalsın

    YanıtlaSil
  9. Ben burada (İstanbul) yemler konusunda zorluk çekmiyorum, gerçi fiyatları bir miktar arttı ama bulabiliyorum. İnternette de seçenekler bol.

    YanıtlaSil
  10. Kapluşlara çok üzüldüm siz bu yazıyı okuyunca aklıma hemen kendi kaplumbağam geldi o benim canımdan bi parça gibi onun buz gibi suda buz gibi havada kalmasını gözümün önüne bile getiremiyorum...çok üzüldüm o hayvanlar oyuncak süs eşyası insanların eğlence aracı değil bunu yapanları o pis suda yaşatıp o buz gibi havada gölette bırakacan ki akıllansınlar..

    YanıtlaSil
  11. Kapluşlara çok üzüldüm siz bu yazıyı okuyunca aklıma hemen kendi kaplumbağam geldi o benim canımdan bi parça gibi onun buz gibi suda buz gibi havada kalmasını gözümün önüne bile getiremiyorum...çok üzüldüm o hayvanlar oyuncak süs eşyası insanların eğlence aracı değil bunu yapanları o pis suda yaşatıp o buz gibi havada gölette bırakacan ki akıllansınlar..

    YanıtlaSil
  12. güzel bir görüş fakat ben o gölete sahip olduğum kaplumbağamı bırakacaktım bu yazınızı gördüm ve vazgeçtim benim kapkumbağam 8 9 yaşlarında büyüdü ve artık daha geniş yerlerde özgürce yaşamasını istiyorum istanbulda böyle yerler varmı bakımını üstlenen ve koruma altına alan yerler aynı şekilde kanal d binasında da var girişinde fakat küçük 2 tane havuzun içindeler bakımı yapılıyor mu bilmiyorum ama sanmıyorum önereceğiniz yerleri bekliyorum teşekkürler şimdiden

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kırmızı yanaklıların sıcak iklim hayvanları olduğu, Türkiye iklim şartlarında dışarıda yaşayamayacakları yukarıda da yazılı. Malesef Türkiye'de en düşük hava sıcaklığının +15 veya +10 derece üzerinde olduğu bir bölge yok. Türkiye'de en ılıman bölge olarak bilinen Akdeniz şeridinde bile ısı zaman zaman 0 derece altına düşebiliyor.

      Sil